22 Eylül 2019
Bienno için hazırladığım projenin sonuna yaklaştım, beklenmedik aksilikler olmaz ise Ekim’in ilk haftasında bitecek. Rezidans programı için burada olan diger sanatçı dostlar programlarını tamamladı, kimi sonraki çalışma için baska şehirlere kimileri ise yaşadıkları şehirlere geri döndü. Benim planımda aksamalar olunca işim biraz uzadı. 70 Günde bitirmeyi planlamıştım neredeyse 4 ay sürecek. Deneysel sayılabilecek çalışma oldu ; kaynak kullanmadan, aynı kalınlıkta tel ile gerçek boyutta bir hayvan (Geyik) heykeli yapıyorum. Bu olçüler ile ilk kez çalıstım, dolasıyla nasıl bir iş çıkaracağımı bende merak ediyorum. Kolaylaştırıcı bir kaç yeni pratik geliştirdim.
Geyik, mitoloji’de doğa, suyun koruyucusu, Artemis’i temsil ediyor. Heykelin suya yakın bir yerde konumlanması, sergilenmesinin anlamlı olacağı düşüncesiyle etrafı araştırdım. Nehir suyunu ilk donemlerde ahşap, son dönemde betondan yapılmış kanal ile beldenin içerisine taşıyan bir hat yapılmış ( Vaso re ) . Un öğütme , demir işleme atölyeleri bu hat üzerinde konumlanmış, bunlar güncel çalışmaya devam ediyorlar. 1970 Yılından günümüze kadar 29 Adet demir atölyesi, 4 un değirmeni çeşitli tarihlerde bu sistem ile çalışmış. Kanal bu hattın devamında ödünç aldığı suyu tekrar nehire akıtıyor. Burada yaşayan bir yazar ile tanıştık, Benia Panteghini (Bienno 1943) . Yazar, ‘Il 900 in Valgrigna’ isimli kitabında Vaso Re ‘ yi araştırmış, 900 yılında inşa edilmeye başlandığını ve o günden günümüze hikayesini aktarmış. Bienno’dakine ilaveten Camonica Vadisinde bulunan diğer yerleşim yerleri Esine,Prestine.Berzo’daki benzer yapılara değinmiş.
Heykeli bahsettigim Vaso Re hattına paralel kurulan Fucina Atölye-Müzesi nin bahçesine koymayı planlıyorum. Oncesi stabilizasyon için bir kaide yapmam gerekli. Sonra tel’in uzerine koruyucu bir malzeme kullanarak biraz daha korunaklı hale getirmeliyim. Bunun için Daniella eskiden beri kullanılan geleneksel balmumu tekniğini önerdi. Birlikte deneyip , malzemenin üzerinde bir tabaka oluşturmaya çalışacağız.
Sonbahar ile birlikte gün ışığı azalmaya başladı, buraya gelen ziyaretçilerde, şimdi daha sakin bir yer . Yürüyüş ve doğa ile başbaşa kalmak için biraz daha zamanım olacak.
1 Temmuz 2019
Bugün Bienno’nun Demir Muze-atölyesini ziyaret ettim, epey eski bir atölye olmasina rağmen hala kullanılıyor. Devis burada usta demirciler tarafindan eğitilerek geleneksel yöntemi öğrenmiş, şimdi müzenin rehberi ve ustası olmuş. Köyün yakınından geçen nehir suyunu, küçük bir kanal vasıtasıyla koyün içinden geçirip, carklar vasitasiyla mekanik enerjiye dönüştürmüşler, demire şekil verme, ateşi körükleme suyun itme gücü ile yapılıyor. Su yaşamın koruyucusu, ayni kanal vasıtasıyla su nehir’e döndürülüyor, böylece nehir yatağı herhangi bir su kaybı olmadan dengesini muhafaza edebiliyor.
Oğleden sonra Cloudio Beorchia ( Vercelli , 1979) ile atölyemde konuştuk, son sergisinden bahsetti. Italyanın çeşitli kentlerinde bulunan Saint heykellerinin perspektifinden çektiği landscape fotoğraflar ile oluşturmuş: ‘Tra cielo e terra’ Cennet ve dünya arasında . Her zaman ınsanların dikkatle baktığı , dilekte bulunup dua ettiği heykellerin perspektifi olan görseller sergileniyor.
‘Yüzyıllar boyunca onümdeki manzaraya bakıyorum,bulutların , mevsimlerin aktığını gördüm, sonra evler büyüyor, genişliyor.Kaç kez yanımdan geçtiniz ? Belki beni gözlemlemek için durdun, bana bir düşünce veya dua adadın, belki bana bir çiçek getirdin veya bir mum yaktın. Ama dönüp hiç ne gördüğümü izlemeye çalıştınmı?’
Sergi kitapçığında amacını özetlemiş, Bolgeyi keşfetmek, etrafı gözlemlemek için sürekli dönüsümlerin farkında olma ; birey ve toplulukların tanıdığı maddi olmayan manevi ,kültürel değerleri yansıtmak.
Akşam üzeri sıcak azalmaya başlayınca yürüyüşe çıktım, meyva agaçları ve bağlar ile düzenlenmiş dönemeçli yollardan tırmanmaya başladım, ormanın içi gayet serindi .
Yanıbaşimizdaki dağın en yüksek tepelerinden birtanesine ulaştim , güneşi önündeki bulutlar perdelemiş, batmak üzere. Kalem kağit çikarip birkaç peyzaj denemesi yaptım, sessizlik mi ormanı, orman mı sessizliği yutmuş belirsiz. Bazen uzaktan kuzu sesleri geliyor.
23 Haziran 2019
Mascia ile Venato ve Lombardia’nin sınırı sayılabilecek Garda gölünün güneyinden karayolu ile Bienno’ya gidiyoruz . Alp dağlari, yeşilin tonları, tepesinde karları ile karşımızda. Görülmemesi neredeyse imkansız yükseklikte dogal bir sınır çizgisi gibi uzanıyor .
Venedik-Milano karayolunda Brescia’dan sonra Iseo gölüne doğru devam ediyoruz, dagların içinden geçen uzun tunelleri katederek 4,5 saatte Bienno’ya ulaştık. Ilk izlenim ; Yüksek dağların arasında, her taraftan buz gibi su fışkıran ,gündüz sıcak aksam serin bir köy. Geçmişte demir ile çalişan zanaatkarları meşhur bir köymüs , bugün bu atölyelerin bazıları sanat sergileme alanı olarak kullanılıyor .
Bienno’nun sanat oluşumu ‘Borgo Degli Artisti’den Antonella karşıladı bizi, atölyeleri gezdik , yerel sanat/zanaatçilar la tanıştık , oluşumun sergi ve atölyelerinin bulunduğu alanda ‘Wunderkammer’ sergi sunumunu izledik .
Wundercammer, 16 -17 Yuzyillarda Alman gezginlerin dunyanin cesitli koselerinden tasidiklari ilgi cekici objeleri sergiledikleri odaya verdikleri isim . Sergi 3 sanatci ile acilis yapti, farkli ulkelerden Bienno’ya gelen sanatcilarin calismalari eklenerek Eylul ayina kadar devam edecek.
Borgo degli artisti’nin programi icin kasabaya gelen sanatcilar ile ogle yemegini birlikte yedik, bazilari programlarini bitirip donmek uzeredeydiler, izlenimlerini dinledik.
Bienno Unesco’nun korumaya aldigi yerlerden birisi, ‘Italyanin en guzel koyleri’ (Orange flag) unvani olan bir Koy. Dolayisiyla hafta sonlari turistik ziyaretlerin yogun , bu sebeble Daniela ‘tatil gunu olarak Pazartesi’yi sectiklerini soyledi .
Mascia Sali gunu Rimini’ye donuyor, ben bir aksilik olmazsa Eylul ayina kadar Bienno’da olacagim, buradan notlarimi paylasacagim .